TÜRBÜLANSMesela tutunamayıp tek kanatlı bir kuşun rüzgarına bulutlara çarpa çarpa kırldıysa tüm cehhnemin kapıları, beni öldü say bir lavinyanın travmasına tutulursa ekinos da kardelenler kar altında ateş yaktıysam, mesela marttan önce okunursa serçlerin selası beni öldü say. Bahar döngüsüne güzden ve buğdaydan ve mavilerden sesime düşen tüm çocuklardan bana benzeyeni öp en çok ki üşümesin ellerini ekmekle ısıtan varoş yüzlü o şehir İz düşümlerden tiradı bütün ağaçların ve kadınların en çok tuza yara seren ki ya elif ya meryem... Beni öldü say, mesela ceplerimde bir parça Çhe- bir parça Deniz biraz şiir, biraz aşk, sonra çokca kalabalık hafızasını kaybetmiş düşlerle kalbimi ısıran karıncalardan daha çoksa güne düşen hüzün oranı geceden çıkartıp siyahı bulutlarla eş değer ağla ve sokak lambalarına asılan idamlık gölgelerden seyretsin alem beni Nasıl yazılmasını istiyorsan kaderini öyle dur kurgusunu bozmadan ol emrin Ben türbülanslı sokağını seçtim dibine ışık vermeyen mumların solgun ayininde Düşündüm de kendi kendime demagojiydi kalbimi verdiğim bütün yer küre aynı acı yüzün cümleleri, ağlayan gözlerinde tragedyalarla kendini arayan bir daha sayılmayacak kadar azalan eksiğim kuşkulu cinayetin son tanığı yedi peltekler karanlık bir dehlizde siyanür dokusu beni öldü say diyorum ya... --- CC_ Aachen |