KEL DAĞ ETEKLERİ
özlüyorum
kel dağ eteklerinde kıraca dönmüş bağlarını boz yazılarda buğday başaklarını harman yerlerinde yorgun öküzlerin çektiği kağnıları su değirmenlerinin gıcırtılarını özlüyorum kerpiç evlerde kuru dalların yanında yaş odunlarda yanarken isli tüten ocakları özlüyorum ışığı sönmüş bakımsız kasaba yollarında çamura batmış ayaklarla yürümeyi özlüyorum pompalı gaz ocakları altında ellerinin derisi soğuktan çatlamış ninemin ağır ağır tahta kaşıkla karıştırarak pişirdiği kekik kokulu tarhana çorbasını gurbette gece vardiyalarında uykusuzluktan kan oturmuş gözlerle özlüyorum ve bir sabun köpüğüyle ilk tıraşta yitirdiğim çocukluğumu özlüyorum kum saati gibi tersine akan hayatımızda birlikte yaşamaya doyamadığımız zamansız yitirdiklerimizi özlüyorum vatanımı köyümü kasabamı yürüdüğüm çamurlu yolları ava çıktığım dağları sararmış solmuş bakımsız bağları hasretlik çeken çukur yanaklı basma fistanlı yavuklu kızları bıraktığım yerde duran karasabanı kerpiç evlerin damlarını bereket yüklü bulutlarını özlüyorum çelik çomak oynadığımız arkadaşları dik yamaçlardan dalgalı akan suları özlüyorum boğazın sisli mavi suların da acılarla yüklü duygularda özlüyorum yitik yılları özlüyorum kel dağ eteklerini gayri geri gelmez günleri MAYIS 2010 ATAŞEHİR |
kaval sesleri ile söyleşilerini
kuzuların meleştiği meraları
çam kozalakları topladığımız dağlarda
kekik ve ada çaylarıyla
kırlarda açan tüm çiçekleri
sarmaşık güllerinin sarmaladığı pencereyi
sardunya karanfil ve gülleri özledim
yazını kışını baharlarını
açmadan çiçeklerin tomurcuklarını
dalından koparıp
yediğimiz meyveleri
ve yıldızlarını özledim gecelerin
ayrı geçen günlerde
sevgimize şahit ne varsa
hepsini de çok özledim...
Çok değerli bulduğum şiirde bir de kendimi buldum.Yazan usta kalemi kutlarım sevgi ve saygılarımla..