Taş emzirmedi beni ya...Sızarım kadehinden dudak payına /susarım usulca içtiğim sensizlikte uzar tren rayları /kırgın sarmaşık yanımı büyütür /karmaşıklığım arada kollarına sarılır yeşillenen tenim /açarım ”bahar gelir mi ey geç kalmış yarım” rüyanın sokaklarına sapar utanırım anı kalır kasığımda bıraktığın sarı eylül kendine gizli odalar büyütür sebebim. özlediğim yerde bulurum yüzünü zordu zamanı yenmek üşürken zemheri lafsız kalıyor duvarlar sensiz uykulara üzümü koruk sızıdır dudaklarımdaki veda yazarım tenimden kalemle kokun olur rüzgar olur böyle şeyler içimden geçer sesin rüya bu tuhaf şey söz bitince gelirsin sevincime umurum değil gebe kalırsa imgeler mevsimler üşürken çıkar hüznüm gezinmeye. sahipsizliğim çokluğumdan maviye düşkün en uzun göle döksem derdin devini nasılsa düşer ömrüme vişne lekesi içimde itirazsız bir şiir ülkesi... kabus yağmurları toplar giderim uzun uzun sohbet ederken griyle rastlasa ömrüm çiçeğine durmadan sulanır gözlerim ateştir her gece yatağımda kalır gölgen taş emzirmedi beni ya/istediğin kadar sensizlikte öldür yine severim… Fotoğraf Altuğ Oymak |
en uzun göle döksem derdin devini
nasılsa düşer ömrüme vişne lekesi
içimde itirazsız bir şiir ülkesi...
masum yağmurları toplar giderim
uzun uzun sohbet ederken griyle
rastlasa ömrüm çiçeğine durmadan sulanır gözlerim
ateştir her gece yatağımda kalır gölgen
taş emzirmedi beni ya/istediğin kadar sensizlikte öldür
yine severim…
sevgiye sadakat vede özlem bukadar güzel anlatılabilir yüreğine vede kalemine teşekür ederim