ÖLÜMÜN RENGİNİ TANIRIMSalgıları berraktı doğumda fısıltıların kulak ardıma sürülen damıtıda boğazkesen çengelliiğne iliştirildi dilaltıma ve neşter kapattı yarayı. dikişini şöyle attı: erkekler ağlamaz, üzme ananı. Umutla beslendim kırıntılarla; ogün, bu güne kadarın Dökünmedim, düğümü yutkuna kaldı boğazım: tarumarım tarumarım; ahengi bozuldu nefesime eşlikçi çalgılı sazların sırasını bekler nefsi hakimiyetli dolu boşluklar tünediği zaman dolduğunda, haykırır: gelmedimi sıram. Ağlayan erkeklerden biri olmak istiyor bugün canım Anamı ağlatanların başına çörek otu serpiştirmek ardından kimyası bozulacakları listelemek hecelerin. Kesmiyor şiir yazmak: Çıban cam parlaklığına ulaştığında kesilmeli hicranı dökülmeli sonrası kendini tüketen bir ruh alemi musallatındır köpürünce çılgın dalgalar eritir ücrasında kumsalın, tüm özlemin sona ermeden hırçınlığın her şafak önü gün doğana dek süregelir bu işkilem. Bazan alevlerin gölgesinde unuturum kendimi siperine sakladığım gülüşlerim uyandırır rüyadan illaaki uyandığımda kül serili olar üstüne herşeyliğin evcil bir kır yolunda soluğumla başbaşa iken bulurum kendimi. Hal ve gidişim zayıftı zaten mektep boyu O vakitten emaresi hep çarpıktı mülkiyetimin Ölümün rengini zengin gördüm: açık sarı vurgunlu Yaşamaksa: katranlı soluğudur bir memleketin . 13.12.2014 18.50 |