Bir Zamanlar Öğretmen
Bir zamanlar bir öğretmen vardı
Elinde tahta bavul, boynunda kravat Gönlü yaylalar gibi geniş ve ovalar gibi rahat Üstünde mavi gök, ayaklarında yağız toprak Yolları uzun, yolları tozlu, çamurlu, sararmış yaprak ve kıvrım kıvrım bir dağ köyüne akardı … ………………………………………………………. Köy çocukları çalı dibinde açmış kır çiçeği Bakışları temmuz güneşinden daha sıcak, Dağ başlarında, engin bozkırlarda okullar vardı kucak kucak Şenlenirdi yurdun kurdu kuşu, börtü böceği Yokluk vardı, yoksulluk vardı Fakat bacalardan duman değil sevgi çıkardı… ……………………………………………………… Teneke soba etrafında ısınırken çocuklar O kara tahta başında çoktan derse başlardı Ne kara kışa, ne esen yele aldırır Köyün yaşlısı, genci, delisi, akıllısı, kedisi, köpeği Öğretmen geçerken bir selam atardı… ………………………………………………………….. Bir zamanlar ne öğretmenler günü vardı Ne yağlı ballı sözler , ne beş yıldızlı otellerde yemekler Ne dalınan koparılmış karanfiller, güller Yalnızca dupduru saygı vardı, sevgi vardı… VELİ AYKAR 24/11/2014 |