tanrı her yerdedir.
Elleri kahır yüklü ve acılı
Kışın tüten bacalarda ölümcül sis Izmarit kokusu, ayrılık korkusu Bu hüzün üzerine klişe cümlelerden miras Mimarı yıktı içimi, Notalarda yüzün solgun biraz. Herşeyi tatlıya, seni bana bağlasınlar Uzun günleri kış için sanmasınlar. Bazı şiirler Vurur günün tam ortasından Kahverengi üzerinde eskimez adamın Demi kaçaksa çayın, Ve düşünceleri uçuksa kadının, Sırlanır perde ardında devasa gezegen. Başak boyu verdi özlemin Yarım çocukların sevinçleri çağa özel. Bazen fışkırıyor içimden Bazen zamana doğru yayılıyor Uzun ve sıska bilekli İnce belli, Kırmızı rujuyla alaylı yürüyor. Gözlerine bakıyorum Kesik kesik kaçamaklı bir biçimde Kafamda olmaz düşünceler var, Gitmek şeklinde. Insan olan yaraları kapatır, Esnek tuttuk iç çekişleri. Kaos yaratıyor jüpiter’de sesin Öfkeyle yırtınır gösterişin. İşte şehri yaşanılır kılan senin çalkalanılışındır Dört mevsimde hafif çınlayışındır. Arka mahallenin kahkahaları, Arsız ve küstah Birazdan gökyüzüne adım atacak "Seversem bir daha nâmerdim" yemini arş-ı âlâda sabit Oysa ki tanrı her yerde, Bir akşamüstü annemin dizlerinde. Tuttum ve yüzleştirdim aynaları Elbette haindir sevilmek Bizim payımızda eksik kalır özlemek. Ah şu insanlar! Bekletirken birbirlerini, Kırmızı ışığın süresini hesaba katmazlar Ve severken ayrılığı sevdaya yormazlar. Tarih dersi kadar sıkılgan bir yığın ceset Tanrım yardım et, İklimler çürüyecek! /koyu siyahlı. |