VAKİT KALMADI ŞİİRE
Vakit kalmadı şiire
Bu akşam en güzel şiirimi yazacaktım Soyadımı aldığım akdoraya çıktım Bir taraf maşkılı alçağı boydan boya Diğer taraf ustara tepeleri, her sırtta bir mahalle Karşımda Sivri dağı devamında Bölcek uzamış dağ eteğine Arkama döndüm yani doğuya görünürde Çilekli ve devamında dağlar, tepeler Devamında küçük küçük köyler,mahalleler adları hep Türkçe , Türkçe konuşur insanları Ben bizim orda,çocukluğumda bıraktığım izler peşindeyim Her taşın, her çalının altını parmaklarımla eşelemekteyim Off yoruldum, biraz dinleneyim Bir türkü mırıldandım o yıllardan Çocukluk arkadaşlarım geldi aklıma Arada bir kavga dövüş, basardık küfrü birbirimize Az sonra da hiçbir şey olmamışçasına ya beştaş, ya da asarcık oynardık Kalktım, yürüdüm çok yerim var dolaşacak Boyunlu kaya Pamuklu kaya Fitil kaya Topal kaya Anılar saçlarımın beyaz tellerinden daha çok Kimileri güldürür beni Hüzündür kimileri Kimilerinde aşk, hayal vardır kimilerinde Kimilerini yaşamışım Kaçıp gitmiştir önüm sıra kimileri Ama ufkumda umut Ufkumda umut bir güneş ışımıştır hep Dolaştığım tepeler Dolaştığım taşlar bile sevindiler ziyaretime Hala dimdik duruşları yeni umutlar ışıdılar ufkumda Dönüşümde çiçek topladım o günlerde sevdiğim o kıza Bilsin onu hala seviyorum Bu şiiri okursa Bu gece en güzel şiirimi yazmak istemiştim Güldüm kendime Ne zaman şair oldun ki en güzel şiirini yazacaksın Karanlıklar bana madenciliğimi anımsatır Madencilik mertliktir Madencilik akıl ister Dikkat ister Pisipisine ölmek mesleği değildir madencilik En aza indirgenmeli olası ihmaller Düşecek taş,göçecek bölge her zaman kendi işaretini verir Yeraltının ble kendine öz insafı vardır, uyarısı vardır Ölümler, ölümler umursamazlığın cezasıdır Daldım yirmi iki senelik anıların derinliklerine Madencilik mertliktir Madencilik vatanseverliktir Hizmettir insanlığa… Benim sırtımdan para kazan da patron, para kazan da Sırtıma yara açma Kanatma hayallerimi Evde beni bekleyen eşimi, yavrularımı ağlatma Üç kuruş paraya bizi Mertliğimizi ölüme satma! Yaşlandım artık, yaşlandım Anılar da uzaklaşmış benden Dağlarda gezerdim oturup ceylanlarla sohbet ederdim yılanlar korurdu beni yılanlardan yaşlandım artık, yaşlandım uzaklaştı benden anılar şiir kır çiçekleri gibidir taze toprak, yorgun toprak tanımaz mayalandı mı yürekte zindanları deler el uzatır güneşe şiir kır çiçekleri gibidir içinde nefret bile barındırsa mayası sevgidir. Yollar var arkamda bıraktığım, Yollar var ne kızlar vardı renkli gözleriyle, farklı bakışlarıyla arada bir selamlar alırım kimi urfadan, kimi erzurumdan Almanya,Avustralya İzmir, bursadan Ya da ankaradan Hepsi de kendi aşklarında, kendi yuvalarında mutluymuşlar, sevinmemek olası değil dostlarının mutluluğuna yaşamak, yaşadıklarına sevinmek, yaşadıklarınla bir nefes mutlu olmak ne güzel gece ufkunu açtı ışık demeti yıldızlar ufkumda yüreğim bitmemiş aşkların cümbüşünde coşmuş yetmiş yaşın mutluluğunda yine arayışlar, yine huzursuzluklar, yine olumsuzluklar, yine gözyaşı kader mi bu kendini dev aynasında görüp hep küçük kalmak kader mi birileri birilerinin alın terini toplayıp onlara göz yaşı bırakmak maskeli yaşamak maskesizlere hakaret yağdırmak, yıkmak,yakmak kader mi kader mi namus adına genç kadınları öldürmek Zonguldak da, Soma da Ermenek de öldürerek para kazanmak Sonra da suçu başka kıyılarda aramak kader mi Zamansız ölümlerin ölümü bile zorlaştırıyor Dua mı etsem, küfür mü savursam düşünce, hayırla günah göğüs göğse Güzel bir şiir yazacaktım ya Vakit kalmadı şiire. |