Gazal YaprağıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sabahın sessizliğinde yürürken
ayaklarım altında çığlık atan kurumuş yaprakların SÖYLEmi Sabahın sancısında; Ayakları güne kırgın, elleri titrek Kirpiğinde su yeşili bulutlar Gözleri hazan sarısı, Ağlamaklı dudağı Hafif esen rüzgârın uğultusu Hava da şahlanan gök gürültüsü Ve yürüdükçe incinen yol haritası Bom boş iki dünya arası ……….yaşam kaynağında yol bulan nehir ……….daha doğurmadan kesilmiş mehir ……….dağlar sıra sıra göç tutmuş zahir ………dalında kuruyan …………………………………..gazal yaprağı Ve Önce saçlarından beyazladı Kuşların kanatları kadar özgürlüğü, …. Sonra Elleri titredi sonra elleri Elleri toprağın alın teri Sökerdi yalnızlığın Yaprak düşen dalından Ki Yaban kokan dilleri Gurbetin diş izi Suyu çekilir tutunan köklerinden İki nefes arası dinlence / …………………………..gazal yaprağı Yürü-dük-çe Cansız bedeni serilmiş yere Sanki hiç yaşamamış, Kuşlar yuva yapmamış dallarında Çiğ damlamamış kuruyan özlerine Belki de kırılmadan ölmek istercesine Gelmişine geçmişine …………….gözü açık giden düş perileri …………….ne kefeni kaldı ne alın teri …………….hoyrat nefislerde paye neferi …………….baş uçunda servi ağacı bekler İşte ! Hazan mevsimi her yerde Ayaklar altında inlercesine Savrulur rotasız, amaçsız/ tek başına Can eğreti, vakit geldi, tamam... Belki de, çoktan hiç’ti bu dünyada. -düş-en gazal yaprağı- Ümmü AŞCI ÜMA Not: "Gazal" kurumuş ot ve yaprakların genel adı. |
ağacın umurunda değildir ve yenileri filizlenecektir dallarında bilir
ömrü biten yaprakta salına salına düşer karışır toprağa..belki de özlemle ...kim bilir...
tebriklerim kalben gül güzelim..
sevgimdesin hep şiir gibi