Şair o şafak vaktini bekle!
1.
ezgilerden ne haber! eğriyi doğrultan Âşık veysel nerede! ’uzun ince bir yol’ vardı şimdi sükut yanaklara indi çileye yürüyüş başladı Aşk ne kelime kezzap çukurunda durakladı arzular Aşkın bağlarını çözdü gün/ah -cevşen’i giyinmiş olarak vakit mayalanıyor; alazlandı özlemle kararan şu dünyamız vaktini bekler gurur yaralı, yorgun diyarlar dağ tepe hüzünlü, dereler de keder yok oluyor eyüp kanatlı sevgiler -unutulmuş baharla yaşamak kara-yasdır -Lâlezar, gülizar namlulardan düşmüyorsa artık -namlular lav püskürtür gül dallarına -heba olur tükenir gecikmiş sonbahar -kaçışır o intizâr bakışlı kuşlar turnalar durun! uçmayın türkülerden; birgün şavka kanat açar göçmen ışıklar nağmenle akseder gökkuşağı vuslat gecesinden çözülür esaret -yani türküler size tutkun her tan alacasında 2. neden güneş hüzün yumağı! neden örtülmüş karanlığı -ölüm dur; perdeleme göğ(s)ümüzü ey ay! ruha karanlıkla dökülme lav püskürtme geceye nice yıllar yankırsa acılar; ve azıksız yaşamaya mahkûm bu çocukların yüreğinde duraksarsa kopan fırtına misketleri dağıtır hıçkırarak rüzgâr esaret kuşatır umuda bakışan çocuk gözünü. -umutlan güzelim umutla- -gözlerin türkülerle yansır sularıma susar uzakların çengi sesleri. |
çok güzel