uzaklar
Renksiz bir karede,
Ölü bir çöl; Çağrı yinelendi. Gözlerin karası, ayın şavkı antik sularında okyanusun İzini düşürür yol belirmeye başladı. Zaman şuracıkta dursa ya... gitmeden evvel gittiğimiz yerler çağırdı beni, sokaklara şöyle bir baktım, Gözlerim seni arıyordu beni nasılda sevmişti gözyaşların... Yalancı, ne çok kandırdın beni sen bile inanmadın, Ben inandım göz yaşlarına Kandığımı bile bile... Sen zaman’ın çorağı gül dikeni ve müptelası yüreğimin en alçakçası aşkın. Yanarım yanar, Eskimiş bir ömrün kaygısında Gelecek kumkumasına dönüşümüne. Andan uzak candan uzak. kanım mushap çarpsın bilmiyordum andan öte... Bir basımlık tuz için hukukumuz vardır en azından, şu yaraya rica etsem bakar mısın deli yanım ne oldu sana... |