Hasankeyf
acımasız bir devirde kıyımlarla yok edilmiş yaşamlar,
kılıçlardan geçirilmis öyküler zaman, yağmur ve rüzgarın dövdüğü tarih uçuşur şiirin naifliğiyle aşınan şâir gibi savrulur zereleri şehrin doğanlar kıskanır, dağları oyup eve dönüştüren adamları çocukların oynadığı mutlu hikayelere adanmış emek. Hasankeyf, bir eski şehir aşk duyulan bir kadın kadar güzel başka gözlerde tutulmuş manzaralarda bile... Kadın ağıtları duyuyorum lahitlerle korunmuş eski bir gömütlükte bir başka zamanda okunan türkülere İnsan hikayeleri, aşklar sığdırılmış. dokusuna, tarihini bilerek bakan gün görmüş suratlara bak. yaşlı yerleşiklerin kırışıklığına benzer oyuklar rengini aldığı toprağından vazgeçemeyen... yaşamak için tutulmuş dağlar savaşlardan, ölümden kaçırılan korku değil, yaşatma umudu. yeter sanmışlar dünya herkese... Önümde koskoca bir tarih Artuklu’ların yaşama değer katan mimarisi istilacı Moğollar’dan arta ne kaldıysa Osman oğullarının mirası hısn-keyf Dicle’nin yaşam ve ölüm götürdüğü Dünya barış gününe denk gelmiş şiire Barış ne kadar uzak bir sözcük artık. |