HESAP
Bir münevvim ses ile tarihe hesab sorsam
Minareler göklere, bende kıbleme dursam Savruldukça savrulur rüzğar yelimden pişer Sararmış tüm başaklar vursan dalımdan düşer Hurûşan bir velvele bir vâveyla bir çığlık Vehletin bir seyyahı beni korkutan dağlık Yıkılır hanûmanlar kalmaz gülden bir bağlık O şeyda-i bülbüle tahtında kurmuş beylik Gulizarın gülleri solmuş gülümden şaştı Ömür kovada bir su kızıl gölümde taştı Yıldırımlar vurdukça zamanı kamçılıyor Bir yolcu bizim abbas âheste nam çalıyor Gün gelir zaman gelir cellat ölümden korkar Güneşe gülen gölgem bir sağ bir sola sarkar Bir ağaç gölgesinde sen misin hey hat yatan Ben yokuşlar çıkarken sen düzlüklerden utan Belirsiz bir yöndeyim kurt kuş salımdan tutar İste o gün son gündür güneş batıdan batar Fezayı bağlamışlar korkup dününden geçtim Gözlerin bir rûvayda şöyle önünden geçtim Haykırdım avaz avaz aşık ,dilimden bıktı Ateş sanki nöbetçi yangın külümden çıktı Zifirden bir karanlık işte ahirim budur Şafak söktüğü zaman bilki yarınım odur Geride kalanlara benden nasiat şudur Eskiden çınar idim şimdi kuru bir bodur Beni tellal yaptılar şimdi halımdan belli Rüyada at koşturdum kırık nalımdan belli HARUN YILDIRIM |
Yüreğine sağlık üstat
İlhamın bol olsun
_______________________________Saygılar selamlar