10
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1796
Okunma

Sözlerimin başında sancılı kelimeler kıvranıyor
Yazsam mı?
Yaslasam mı göğsüne kalemimin
Buzunu çözemediğim yüreğinden azad edildiğimden beri
Az şey bilmenin burukluğu
ağartıyor gözleri mi
İki odalı bir gece’kondunun
on iki metre karelik karanlığında dolaşıyorum,
T/acımı yastığımın üzerine bırakıp
Sus pus kesilen duvarları ictimaya kaldırıyorum
Kıvamını tutturamadığım duygularımı
Kızdırsam mı, kükretsem mi soğuk taşlara yatırıp
Amaçsız bir çocuk gibi
ağlıyor
hakların(m)ı hibe ediyorum yüreğimden
Gelip al!
Gökleri yarıp bulutları tarumar eden şimşekler gibi
Gidişine heybetleniyorum
kendinden eminliğimin kavrayıp bileğini
Hangi boğaz manzaralı tepeden yaklaşmalıyım sence ölümün iyimserliğine
Hangi ıhlamur bahçesinin kırık duvarlarından aşmalıyım,
Hayal tohumlarını toprağa saçıp
Kaç kıymık batırmalıyım ayak uçlarıma
ki uyandırsın gözleri mi
Günü gelince bu sürecin hesabını kim verecek!
Tek sınırı ecel olan bu ayrılığın önünde
Kaç kişi tek ayak üstünde dikilecek
Bedevi çöllerini aşıp göklerimin
Konakladığında yüreğimin en ücra köşesinde
Haramisi kesilip
kurak iklimlerin
yağmur damlasının güle deydiği gibi
Islatsa mıydım dudaklarını öyle masum, öyle nârin
Yoksa
Şah damarına hançer darbesi sallayıp,
Koparsa mıydım seni
Saka kuşu varmışçasına pır pır eden yüreğinin kafesinden
Gerçek adı neydi sahi!
körleşmiş sözlerinin
Bakire bir kaç cümlenin çığırtkanlığı mı
yoksa
Irzına geçilmiş şiirlere keyif veren nakaratları mıydı?
Ey sûkûneti bile cenneti anımsatan!
Pencerimin kenarına oturup
Sisler içinden tanırdım ben gelişinin ayak seslerini
Ne oldu da
Bir bana kast etti yağmurların
Bir bana çelme taktı
bıraktığın köşe başı bekleyişleri
~~~
Suyun gülüşüne, rüzgârın fısıltısına yemin olsun ki
Zerrelerine emânet ettim ben kokusunu
saçlarımın
Mahşerine toplayıncaya kadar yaradan
Sağım, solum, ruhum, cesedim sen kokacak
Zeynep Ece Eren
5.0
100% (29)