Gülten (II)Hiç bir şey, eskisi gibi değil. Yıllar çok aldı. Çok çaldı ömrümüzden Gülten. Geriye ağarmış saçlarımız, yorgun bedenlerimiz kaldı. Eskisi gibi diz tutmuyor. Göz görmüyor Gülten. Bakışlar umutsuz, hayaller imkansız, Terk etti yüreğimizi, samimi sevgiler. Geriye acısı katmerli, bir sol yanımız, Birde kanatan keşkelerimiz kaldı. Ve bunların hepsi bir yana Gülten. Bizim katledilmiş, faili meçhul bir sevdamız var. Artık! hiç bir şey, eskisi gibi değil. Ne bahar kokulu çiçekler var. Nede aşk ile titrediğimiz havalar. Güzel günlere sünger çektik Gülten. Güzel günlere hasret kaldık... Şimdi! Gözlerde hüzün, yürekte hasret, Gecede yas, şafakta kaygı var. Bacamız hüzün tütüyor, İçimiz bu keşkelere dar geliyor. ve yükümüz ağır Gülten. Biz bize uzağız, Baharlar da artık, toprak kokmuyor. Yer gri, gök mavi hala... Amma, Yağmurda ıslanan, Aşıklar yok, Radyolarda, o dokunaklı şarkılarda çalmıyor. Şimdi türküler bile, aşktan bihaber... Nereye gitti? kibrit kutusunda alevlenen sevdalar? Hatıra defterlerine, mühürlenen hasret. Kurtuluş, seğmenler, gençlik parkı Aşksız... İçimiz dışımız hesap, adım başı menfaat. Bu yollar nicedir, nicedir ince değil Gülten. Bak sen bile, eskisi gibi bakmıyorsun. Parlamıyor gözlerin, Ruhun Bedenine uzak... Oysa! Pek çılgın severdin. Hani! Avuçlarımda titrerken ellerin. Akan zamana isyan ederdin, Kem gözlere inat, biz hesapsız sevdik, İşte! en çok, bu koyuyor adama Gülten. Artık! Hiç bir şey eskisi gibi değil. Sen gülmüyorsun. Ben gülmüyorum, Hangi taşı kaldırsan, bir yürek eziği, Hangi kapıyı çalsan, bir yürek yanığı... Günlüklere, haftalık sevdalar düşüyor. İki dudak arası kaderler. Adaletin bel kemiğini, kırdılar Gülten. Bilsen, nasıl özlüyorum eski günleri, ben bende değilim. Gül kokan ensene, nefesim uzak düştükçe, Yarınımdan korkuyorum, gölgemden ürküyorum, İt gibi titriyorum Gülten. titriyorum. Celal Şahbaz (yorgunkalem) |