EYVALLAHBir zaman güneşler doğar batar. Geceler ağarır şafaklar söker. Yine geçer zaman. Dostun düşman, düşmanın dost görünür. Doğrudan kaçarsın, bir zaman eğride bulursun teselli. Akil bildiklerinden bir yar başı sırtlar, Bir türkü tutturursun "çile bülbülüm çile" O gün dost gördüklerin maskesini düşürür. Üstüne bir dağ yürür. Kırılırsın tam da kırdığın yerden. Toz pembe gülüşlerin savrulur bir rüzgarın ıslığında... ilk akil bildiklerinden aşağılanır, dostluk kavramlarını yeniden çizersin, Çizersin tamda yüreğinin en ince yerine... Geçmişini gelmişini yüzüne sürer, Bir bir yutkunursun kustuğun ahkam zehrini, O gün görürsün hayrında şer’rinde en dibini, Akıl hocalarına döner artık tüm bedduaların. Düşman bildiklerini ararken gözlerin. İçine akar zehir gibi alaycı pişkin gülüşlerin. Sırtının ortasında sızlar eyvallah ettiklerin, Yüreğine kor gibi düşer eyvallah bilmediklerin. İşte o gün susarsın çocuk... İşte o gün düşer yüzün, Gülüşüne koşan yorgun ayakların altına, O gün yeniden çizersin dostluk sınırlarını, Tek çizgi, Tek cümle, Bir, Eyvallah... Celal Şahbaz (yorgunkalem) |