Deki:Yok artık! Yanlışı onarmak, eğriyi doğrultmak, Şimdi! yanlışı yıkma, eğriyi kırma vakti. Sözün bittiği yerde, başlar esas mevzu. bazen yeni bir güne, sıfırlanır zaman, açılır kara kutular, serilir masaya kartlar, ardına bakanın, kılıcı kertilsin. Deki: Sırrı aşikar ne varsa, masanın sırtına, hançer gibi saplansın. Duvarı yıkılmış enkazın, gücü olmaz... İsyanı kaldırmaz viran şehirler. Bu yangına yağmur, kar etmez, kopsun, Nuh tufanı kopsun. Deki: Şimdi tufandır, yer gök, kızılca kıyamet bir çöl, ateşten geçitti bu yol. içinden geçtik yangınların, rüzgar üfledik, dağların yüzüne, sönmedi dinmedi uğultumuz, dikeni görüp yoldan, dönen ayaklar kırılsın. Belki; yol uzun, vakit dar. Deki: Kesilmemişse nefes, sancı diner, ayaz tende, boy verir bahar, acıya doymuş sine, ilk baharın gelişini kutlar. Göremezsin, sancıyan yerleri, saramazsın, dilden dökülen zehri... Bir çocuğun masumiyetini çalarsan, bin çocuk yitirir gülüşünü... Deki: Şimdi kopan zincirleri kırma, kırık dişliyi eritme vakti. Düzelmezse düzelmesin, doğrulmazsa doğrulmasın, Artık her yer dümdüz... sarmışsa şehrimi bu yangın, Tufandan kaçan namerttir. Celal Şahbaz (yorgunkalem) 07.02.2024 |