.....gördü be ustaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yaktı aşk ateşi ciğer dağladı
Eşk-i çeşmim pınar oldu çağladı Gayrısını yıkıp Bire bağladı Neyleyim ikiyi dördü be usta
Ömür denizinde atarken kulaç
Simâlar yalancı,çördü be usta Vefâsız güzeller olmadı ilâç Bağrım bin ok yemiş bördü be usta Zifiri zulmette zülden habersiz Ateşten bihaber külden habersiz Gülistan saklayan gülden habersiz Bu kemteri gedâ kördü be usta. Yıllar geçti ümid denen pusuda Söz demedim derdi ile mesûda Kıyametler koptu bir damla suda Yanaştığım sahil cördü be usta Sığmıyor hesaba edilen zarar Umudum hayalim eyledi firar Yapışıp desdine verince ikrâr Sadrıma sevdâyı ördü be usta. Sabır yokuşunda gönül közlerim. Sustukça çoğalır ahras sözlerim Kırk yıldır bakarkör a’mâ gözlerim Bir anda açılıp gördü be usta. Hasret yeter dedi çekti karayı Kendi açıp kendi sarar yarayı Yâr gelecek diye gönül sarayı En muhkem döşenmiş dördü be usta Telâşın, kaygının durulduğu yer Hedefin ziyânsız vurulduğu yer Şâh-ı mihmânımın kurulduğu yer Sinemin kasrında tördü be usta. Günâhi Ahmet İslamoğlu Bör:böğür,bağır,göğüs Çör:şeytan,mısır sapı Cör:bataklık,sazlık Dör:misafir odası Tör:Evde veya odada saygıdeğer kişilerin oturduğu başköşe |