üç nokta Eleni
Uzaklara giden o karanlık düşlerime seni çiziyorum
Zehir gibi doluyorsun gözlerime Aklımın saat gibi çalıştığı Ver yansın saatlerinde Menekşeden öte kar baharısın Rengin mavi ve bulanık Şimdi sükut ve ölüm kokuyor sokakların Sen ızdırabın okşadığı Çelik yapraklı iki damla ateş Ve ben boynu bükük suların imdat çığlığı Ey rüzgar neden Zor geliyor avuçlarını yüreğime koymak , zor elbet nokta nokta nokta Öyleyse geçersen sevda yüklü limanlarda Mendilinden kan damlasın Benim tutsağım körpe bedenin olamazdı Şu boğaz iki büklüm öperken güneşi Çağla koklamaya giderdik seninle Ve ılık bir yunan kızı egemden yürüyor Surlara ait gedikleriyle Mor döller bırakıyor avuçlarında yüreğim Sıcak bir çaydan kalan buhar gibi Münbit göğüslerine değiyor Aşk kokan yasemen Ama sen sadece yüreğinle Öp beni Dudakların kaderime kilit vursun Ben sadece nokta nokta nokta Gelmez artık çiçekli baharlar Hayalinde anarşist bir bakire Aşkımın dilencisi Ağlamak sızlanmak nafile Üç noktadan yazdığını biliyorum Üç nota gibi Üç küçük nokta Gözlerine değmiyor artık bahar Üç küçük nokta Sözlerimden geriye kalan ... Öyle ya paranı kazanmak zorundasın Egenin mavisinden sanane Üç nokta dur biraz gitme Birlikte bakalım Mercan gözlerine Ben seni sen beni öp Sonra başlasın şarkılar Kafiyesi üç nokta Aşkı üç kıta Bırakıp gittin beni Eleni Öyle ya sen Üç nokta Hem A.ş.k Hem y.o.k |
"karanlık düşlere çizilen" "sen" de hayal ve gerçek ikileminde beliriyor aşkın sureti
"saat gibi çalışan akıl" ölüme yazgılı menekşeyi karın da baharı olabilecek bir tezadi imgeselliğe düşürüyor
"çelik yapraklı iki damla ateş" maddelerin boyutlarını anlam cambazlığına sürüklüyor
"güneşi iki büklüm öpen" yüreğin münbit bir bahçe olabilirliği ile üç noktalar yeşertebilecek kadar sürerli bir serencam içinde
"kaderine bir dudağın kilit vurması acı belki de ve söyeleneler kadar söylenmeyenler de tayin ediciyken
hem her şey bir son ile yazgılanmış hem de üç noktaya mecbur....
kaleminle, yüreğinle şiir dilinle çok yaşa... yine çok iyiydi tebrik ediyorum seni :)