5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
1840
Okunma

tüm unutkanlıklarımın arasından seyiren
hatırlanışı kolay düşlersin
hayaller duvarlardan söküldüğü zaman
aklıma giyip seni
söküldükleri yerden
yeniden dikiyorum hayalleri
pencereye yaslanmış sonbahar
kulaklarıma saklanmış sesine hüzün
darp edilmiş ne varsa ruhuma dair
hepsinde bir acı kıvranış
olmayışına ekim çiçeği diyor
toprağa sevdalı yağmur
ağır hasarlı rüzgar cama ağaç dalı
saatte tik tak
sensizlik
sensizlik
bağırabilirim belkide
sesime gece kuşları dolabilir
en umulmadık bir anda
kayıp gider gemilerle kalabalık
caddelerde eski insan gölgeleri
kaldırımdan sessizce yol alıp
selamlayabilirim ölülerini
kitapların sararmışlığına sırt vermiş masa
izmaritlere mezar küllüğe acıyor
tepede loş ışık gözlerini dikmiş odaya
tütün kokusuyla ekşitiyor ışıklarını
kırık dökük deyişler geçidi mırıldanışım
kapının altından sızan binlerce kayıp aydınlık
seyyah bir ironi saklanışım
ve ütopik hafızama saplanmış
bembeyaz bir kadın
aslında varlığın vazonun kurak çiçeği
birazdan gözlerimden yağmur boşalacak
ve dirilecek yaprak yaprak saçların
teninde yeşil bir elbise
soluğuma ten olup dolacaksın
başladığım
ama sonunu hiç düşünmediğim rezilliğimdir hayat
rakı sohbetinde dolaşan dile hasret
akvaryumun bir yanından bakıp
diğer yanına kayıklar yüzdüren meczup olmak
herkes uyurken yarı ölümlü zamanda
yarım ekmek içinde acılı düşler yemek denize karşı
bir kent içine demli özlemleri doldurup
sevgiliye içirmek solumun kavradıkça üşüyen yanıyla
bir sen ol bu deliliği özgür yaşamda
birde korkuları yenik hürriyet
kaç yangın yanıp
kaç kül severiz seninle bilmem
ama açılır yaşamın kayıp bir yerinden umut
dolarız içine
dolarız sen ben
ve yenilenmiş evren
...