Basit Şeyleri Büyüterek Geçiyordu Ömrümüz
kötü insanların ağzıyla konuşuyorum
gülümseyip bir birimize karıştığımız an sigarasını yakıp ateşe eğilen ve bir an önce alevlenmesini isteyen bir yıldız gibi yüzün kaydı ellerimden aşağı basit şeyleri büyüterek geçiyordu ömrümüz bir odayı notalarla donatıp pencereden sarkıtmak istesem biliyorum aynı gövdenin binlerce esintisinden biriyim sadece ürkütücü buluyorum kendimi mırıldanırken ağzım su almış yüzlerce kayık batıyorum kendime acıyana dek ellerimi ve kalçalarımı taşıyan sevgili koltuğa başımı koyarken mimiklerime sıkışan kahredici o eski tavrımı bir rüyaymış gibi size anlatırken sıkışıp kaldığım yerde pencereleri açıp bağırıyorum bakın boşluk ne diyorsa benim sessizliğimdir siyah ve karamsar bir geceden duyuyorsunuz ya eski günleri hatırladığınız kadar geri getirmeye çalışıyor benliğiniz beni tuhaf sürgünlerin ilk filizlendiği yorgun akşamların satırı şimdi kırmızı değilse bile yarın öylesine yorucu geçecek ki gün yeşil miydi üstünüzü örten rüzgar ağaçlara uzatıp kulağımı arayacağım kaybettiğim günü gözlerinizde. |
Hangi notalarla donanmış olursak olalım en güzel melodi bile olsak müziğimizi sevmeyen birine her zaman yanlış ezgiyizdir.
Acısından boşluğa bağırmak kendini unutuş gibi gelir..iyi de gelir.
hiç yoksa sesi kesilir sesimizin.
Kulağımız gözümüz gönlümüz hep ağaca uzandı..toprağın en derinine..en dibe.
Lâkin toprak bağrına basmazsa siz ne kadar su olsanız dahi o ağaç toprağınızı sevmezse yeşermez.
~
Şiir duyarlı kulaklara güzel bi' sesti..