GÜLİSTAN BİR GEMİCİYİ BEKLİYORDU
GÜLİSTAN BİR DENİZCİYİ BEKLİYORDU....1..bölüm
Mart dün gecesinden beri sert rüzgarlı günlerini yaşıyordu allak bullak olmuş o Akdeniz’in lacivert sularına bakıp kesik kesik soluğu ile yine iç çekiyordu ,korkunç dediği gece gördüğü bir rüya kulaklarında yardım et beni kurtar! diyen ses ,onu hala günün vurduğu cılız güneşle birlikte titretirken o üşüyordu ellerini üfledi ağzından çıkan dumanlar şekilleniyordu sanki bir şeyler yazıyordu sabah çok erken saatlerdi hava açık gün ise soğuk. Bir dolu gemi denizin üzerinden kayarken niye onun aradığı yoktu?Gülistan uzun gür saçları baba tarafından Arap Türk karışımı sıcak kanlı ruhu oryantal yani yüreği doğu kokan oraya has bir kimlik taşıyan bir insandı. Rüya gibi bir aşkın çocuğu idi o tükenmeyen hiç başka yola sapmayan iki kişilik cennetin çocuğu sadece annesiyle bir hayat akıyordu ona şimdi ,bulunduğu yer bitirdiği okul ve babasından kalan işletme o hala kendini bir zavallı hissediyordu beklediği adam kimdi?kimi bekliyordu yabancı gemileri niye inceliyordu Fethiye kıyılarında aşkı çizen mühendis kimdi ?niye yabancı gemilere bakıyordu cevabını kendide bilmiyordu gelen turistlere rehberlik yaparken arada babadan kalan işletmede balık çeşitlerini sunuyordu. Cezayir bandıralı bir gemi geçtiğinde niye heyecanı denizdeki dalgalar gibi hareketleniyordu ?o Kuzey Afrika ülkesi hangi sırları taşıyordu Afrika’nın en büyük ülkesi Akdeniz’in sırları gemilerden birinde yüklüydü ama hangisinde keşke bilseydi baktığında o uzak denizlere... KESKİN DİLLİ LACİVERTLER Mart takvimleri bak yarıladı güneş ısırıyor soğuk rüzgarlar yakalıyor terli bedenimi adını aşk koyduğum sevgili neredesin? şu keskin dilli lacivertlerin sesiyle gelsen dalgalarda bozulsun belki de o artık sessizliğin rengarenk o oyalı örtü hala gül kokuyor boynumda başında daha çok yakışıyor sakın ha!onu çıkartma diye tembih etmiştin bak sim sarma dallar işli kaftan cekete baş harfini işledim denizcilerin kaderimi bu yoksa? aylarca sürecek belkide hiç olamayacak derin sulara batmış belkide en acı gerçeğin ipek çizgili Şam kumaşı sanki harflerim yırtılacak diye korkuyor mısralarında seferlerim gemilerin sesinde bazen çığlık çığlığa sanki haberci şarkılar bir dolu kalabalıklarda sendin oysa hasretim... KALABALIKLARIN ARASINDA GEMİ SESLERİ BAK YİNE ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA SANKİ ALAY EDİYOR HERKES SİSLERİ SÜPÜREMEYEN ŞU İNATÇI RÜZGARLARIN YOKLUĞUNDA GÜLİSTAN’IN AŞK ÖYKÜSÜ binay |