Bu Rüya Burada Biter
tarih kedinin ağzında eski bir çingene de olsa
ben haziran karşıtıyım hala cambaz bir camın kırmızı ibadetine hayranlık duyan kalbime değen siyah uçlu avize gözlerimi kısıp bitene dek uyandırmayın beni nereden geliyorsunuz öyle yapamadıklarınız ölü dudaklı bir iştah içinde perdelerin arkasında başka göğe ışıldayan yarım kalan hislerinizi düşünüyordum derken siz geldiniz şimdi ne söylesem eksik kalacak karların örtüğü çatılardan mı bahsetsem veya altında küçük karıncalar gibi oyalandığınız gezintilerden uzatıyorum belki de ben bir ağacın altında üşüyen yaz güneşine benziyorum arkadaş oluyorum bir damlanın sırtımdan kayışına biraz serinlik duysam boşluğun bir anlamı olmalı binlerce senedir gözlerimi açtığımda aynı yerdeyim aldatılan kapı hissi ayini vururken yanaklarım bir birine bütün hatıralarımı unutup yeniden saymak sen kimsin gelen kim görüyor musunuz beni bana bakarken kendini öldüğüme inandıramadılar bu hesabın bir affı olmalıydı öyle ya gülenlerin peşine takılan duyguların göklere çıkışını tasarladığınız da bütün geçmişi unutup yeni sayfalara doğru hakikatler içinde ıslanmış birine pişmanlığından dolayı söyleceğeniz bir şey kalmadıysa eğer bırakın gitsin bu rüya burada biter gece olur sarılırız yarın uyandığımızda bir daha yarın olacaksa eğer beni sonu gelmeyen bir hayal sayın uyanırken bütün sabahlar saydam gülüşlerini bırakıyorsa güne çabuk unutulan bir yağmur yağar geceye. |
gece olur sarılırız
yarın uyandığımızda
bir daha yarın
olacaksa eğer
Kutlarım kalemi saygılar tebriklerimle