Masum Değil BaharlarBakışımı değiştiriyor, tanınmaz kılıyor yüzümü eylüller Dar geliyor gözlerim kirpiklerime her sonbaharda İfademde anlam kargaşası, korkularım asılıyor duvara... Sararıp da toprağa düşen her yaprakla Ruhum bedenimden ayrılıyor Gecenin ellerinde karanlık büyüdükçe büyüyor Ta ki, uzak şehirlerde yalnızlık küçülene dek!.. Güneş batıyor yüreğimin derinliklerinde Nefesimde daralmalar birbirini kovalıyor Kalbim ikiye ayrılıyor hasretimin her haykırışında Ağıtlar yakıyorum bir daha göremeyeceklerime Ellerini tutamayacaklarıma Öpmek isteyip de öpemeyeceklerime Ve duasız bırakmayacaklarıma... Kolay mı söküp atmak acının suladığı çiçekleri toprağından Gri bulutlar dolaşırken aklımın kıyısında Nasıl unutayım ki beni duldasız bırakan babayı Ve özlemiyle içimi yakan kardeşi... Kovalamaca oynuyorum başımı okşayan yağmur damlalarıyla Anılarım ıslanıyor gölgemin siperinde Islak acılarıyla eylül dikiliyor karşımda Bedenimi sallıyor ruhumdaki kırılmalar… Eksiliyorum, çok eksiliyorum babasız varlığımla Göğsümde mavi koyulaşıyor, lacivert üşüyor yüreğim Kalbimi döven dalgalarla alabora oluyorum Yer altından iniltiler geliyor sol yanımı acıtarak Hayra yoruyorum derinliğin sesini… İstiyorum ki; Yüzümü güldürecek bir hayat tutsun artık elimden Müjdeler versin Tanrı güzel bir ömürden Mevsimlerle sözleşmesini iptal etsin ölüm Özgür bıraksın; yazı-kışı, ilkbaharı-sonbaharı Kanamasın eylüllerde yaralar… Rukiye Çelik 13 Eylül 2014/ANKARA |
'çıkmadık candan ümit kesilmez oğul'
..