SENSİZ OLMADI..!
Filmler seyrettim, kahkahalarla....
Gönlümü eyledim, müzikle, sazla... Avunurum diye ben eşle, dostla... Gezdim durdum ama.. Sensiz olmadı...! Can acıma geceye küstüm... Gündüzü kendime.. Sevgili ettim.. Susturdum sesini.. Hırslandım durdum... Resmine bakınca... Sensiz olmadı..! Gezdiğimiz yerlere hiç gitmiyorum.. İstesem hatıraları silemiyorum... Ne çok anımız varmış.. Hiç bilmiyordum... Tek tek kutuladım da... Sensiz olmadı...! Geçen gün sandıkta hırkanı buldum.. Severek aldığın, aklıma geldi.. Sarıp sarmalayıp, yerine koydum... Yüreğim burkuldu.. Sensiz olmadı..! Yalpalayarak yürüdüm, kaldırımlarda... Ayağım takıldı.. Düştüm bir anda.. Kim yardım ettiyse.. Durdum inatla.. Oturdum yerimde, bağdaş kurupta.. Salya sümük ağladım... Sensiz olmadı..! 10 / 09 / 2014 01:34 |
-PONSETYALAR AÇARKEN-
Dışarıda tıpırdar yağmur
kulaklarımda bir melodi
o! Melisa, eskilerden bir ezgi
camdan akan damlalarda ise
gözyaşların mı gizli,
akar gönlüme sensizce.
Ve inceden inceye
yağan yağmura rağmen
bana, baharı müjdeler
rengârenk motifleriyle
çiçekler, tropik çiçekler
hayâllerimi süsler.
Sarı, kırmızı, beyaz!
tonlarıyla açar gönlümde,
sensiz geçen anlarım ki
sararıp solduğumun resmi,
beyazda simgeleşmez mi?
ak pak! Gelinliğin.
Ve kızılın tonlarında saklı
canlı, capcanlı günlerim
baharla birlikte açan
bir soluk ki yepyeni
çiçekler! Çiçekler timsali,
yenilenen doğayla emsal.
Ve hürr ufuklara doğru,
kanat açar ruhum seninle
meydan okurum sensizliğe
sevda yüklü bulutlar
etrafımızı çepçevre sarar
içine alır ikimizi, sıcacık!
L.T.
Bu şiirimin kısa hikâyesi de şöyle. Bir akşam Enrico Macias'dan "Melisa" adlı parçayı dinliyorum. Dizeler şekillenmeye başladı. Bir de "Ponsetya" bilirsiniz Atatürk çiçeği diye de geçer bizde. Kızılın tonları, hürr ufuklar, yenilenen doğa gibi deyişler de bu motif var. Yani klasik aşk şiirinden ziyade mizansen bazı ögeler bekler okuyanı.