Başlamak
önemli olan başlamak
parmaklarını ucuca değdirip ilerlemenin yavaşlığında pencerelerini sakince açan hiç bir şey olmamış gibi konuşup dişlerini gıcırdatan halının altındaki yoksulluğunu susturan bir başkasının aklına sıçrayan keskin duyguyum şimdi alçalıp mısraların arasına karışsam merak edip oralara baksam bir kaç çocuk oyun oynuyordur belki bahçede geceler hangimizin boşluğunu bize geri çevirebilir ki baygın başımı yeni şehirlere kaldırır gibi tekrar uyanacaksam köhne bir handa size çay taşıyor olmalıydım belkide yada korkuluklara yaslanmış korkum olmalıydınız bana çabuk ol diyen gece olunca sizi sayardım tek tek düşürürdüm aklımdan zayıflıklarınızı üstünüzde gözlerimin gezindiğinden fazla daha fazla tanımak için zaaflarınızı yarın bütün ciddiyetimle bütün çaylar vallahi benden yokluk küçük bir adamın ilk ganimetlerini şöyle yazıyor bugün sana şehrimden üç tutam göz yaşı akıtıyorum unutma eğer bir gün hatırlayacak olursan beni şu karşı kahvenin önünde kavga eden adamlara beni sor sarılıp bir birinize benden eski aşklara selam söyleyin ne çok aydınlık var değil mi bir yanda koca koca evler ve onların gölgeleri bisikletli bir fırtına gibi önümden geçen şımarık çocuk ben onun yaşlı çocukluğunu giyiniyorum o an bu soytarılar şehrinde bana gülmeni seyrediyorum sonra dikenlerini batırıyor çam ağacı sevmek ne kadar acı. |
bir yanda koca koca evler ve onların gölgeleri
bisikletli bir fırtına gibi önümden geçen şımarık çocuk
ben onun yaşlı çocukluğunu giyiniyorum o an
bu soytarılar şehrinde bana gülmeni seyrediyorum sonra
dikenlerini batırıyor çam ağacı
sevmek ne kadar acı
Tebriklerimle kutlarım kalemi