SAĞIR MIRILDANMALAR/Siz hiç dal kırılırken sesini duydunuz mu bayım? Yanan bir ormanın çığlıklarını seslendirdim ben Peki, Közüne küsmüş kül gördünüz mü? Veya kırmızısına küsmüş bir gül? Gülmeyin delirmedim Yokluğa terk ettiğinizden beri Ellerim vebalı bir gelin şimdi. / Kelimeler kekeme olsun ki Özlemek dağınık şiiri ruhumun Kimseyi sevesim yok benim Denizimi dalgalandırmaya çalışıp Uyuttuğum kuşlarımı korkutmayın Artık, Kaburgamın kırıklarını toplayan tel tokayım Tutunmaya âşık, alışık unutulmaya. Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum gülmeye Bu hasret yüzümde gizlenmişken Yüzüm ki gecenin içi boşaltılmış kağıttan yastığı. Ah bayım! Hasrete alıştırdığınız gün dün sanki Hani söğüt yaprağının narin damarlarında yürümeyi Sıratta yürür gibi. Rüzgarın yanağından ilk düşüşümdü Sağır şehrin taşlarına Bir apartman soğukluğunda beslendim Yontuyorken kelimeler içimdeki kökleri Acıdan giremedim içeri. Her defasında yüzümün nehirlerinde binlerce çocuk boğuldu Dişlerim ufalandı hasretten Dilim her adını andığında Damarlarımda bir serum Her gün boşa akıp gitti Kalabalıklar arasında büyümeyi öğrendik Ben ve ellerim. **Müsveddesiymiş güneş şu gecenin Temize çekince her yer karanlık Öğrendim. ** Yarım kül. |
Sende öyle güzeldi şiir.