BARIŞ...
Gel desem gelmezsin
Sürekli naz edersin Bak gökte ateşler geziyor Göğe dumanlar yükseliyor Yeryüzü cehennem Olanı biteni söyleyemem Her gün zulümden kan içiyorum Gözlerimde hüzün senden vazgeçiyorum Umutları barut kokusuna çiziyorum Ölümlerden ölüm beğenip seçiyorum Cennet, cennet üstünde gölgelenir Cehennem, cehennem altında debelenir Kimi yukarıda, kimi aşağıda ebelenir Yağmurlar toprak kokusuna karışmıyor Kan kokusu ortalığı kaplıyor İntikam, intikam üstüne bileniyor Zalim dünyanın her tarafında Zulüm kan akan topraklarda Söz; riyakarların ağzında Bana bekle diyorsun Sürekli oyalıyorsun Yalan mı gerçek mi bir nida fısıldıyorsun “Kehkeşanlar bir gün yıkılır Zalimin elleri bir gün kırılır” Ne zaman diye bakıyor çocuklar Gözlerinde büyüyen korkular Üstlerinde patlayan bombalar Etrafta yükselen acılar Elinde silah olanlar susuyor Elinde güç olanlar gülüyor Meydanlarda kınalar yakılıyor Barış riyakarlara el sallıyor İkiyüzlü sahtekarlar diye bağırıyor Elinde güç olmayanlar figan içinde Akıllar aşkın, kalpler şaşkın biçimde Zulme, zalime lanet okuyor Bombalar durmadan yağıyor Fitne fücur almış yürümüş İnsanı tilkilikler bürümüş İnsan pislik diye insanlığı kürümüş Zulüm, zulüm üstüne yağıyor Barış; ikiyüzlülüğe el sallıyor 01.08.2014 – İzmir |