Yokluğun Gülüşlerime Dahil Değil
Kör oldum sanki
Sanki içim zifiri karanlık bir kuyu Öyle bir kuyu ki Tek bir ışık bile sızmıyor Ne bir yıldız var semahımda Ne güneş doğuyor Ne de ay ışığı Kara bir bulut Kara bir sis kaplamış Kapkara bir hayat gibi Soğuk bir mezar taşı gibi Yurdumda ölü şairler şiir yazıyor sanki Kapkara kalplerin üzerine Hava Su Rüzgar Alabildiğine karalık şimdi Ben bu şehri seninle sevdim Seninle nefes aldım Seninle gülümsedim Seninle yaşadım Sen yoksan ışığım söner Gülüşüm kararım Sevinçlerim kursağımda kalır Ölmem belki Ölmem ama Yaşamaktan beter olurum Beter yaşarım Yaşamaksa bu Sensizlikte kalırım Karanlıkta kalır gibi Gitme diye yalvarıyorum sana Belki beni duymuyorsun Belki görmüyorsun çırpınışlarımı Feryatlarımı, figanlarımı İçimde çatışıyorum kendimle Kırıyorum kendimi Parçalıyorum Sonra tekrar topluyorum Tekrar kırıyorum Ve tekrar topluyorum Her gün Her saat Her dakika Yokluğunla savaşıyorum Yokluğunu kabullenemiyorum Kabullenemiyorum Gitmiş olamazsın sen Hem gitmiş olsan Kalbimde olmazdın biliyorum Kalbimle öyle bir sarılmışım ki sana Koynumda resminle uyuyorum her gece Uyandığımda Uyandığımda yokluğunla savaşıyorum Çatışıyorum Üç beş kurşunluk yara alıyorum Kanıyorum Dağılıyorum Parçalanıyorum Ölüyorum Sonra yine kendimi topluyorum Düşlerime, gülüşlerime katıyorum seni Yaralı bir sevi oluyorum Başımı kovuğuna yaslıyorum Öylece içim geçiyor Sana yaralarınla sarılıyorum Acılarınla Kanamalarınla Ağlamalarınla Seni ölmeden önceki son halimle seviyorum Benim yüreğim ızdıraplara katlanmasını iyi biliyor Ben ne katili mi Ne de sevdiğimi unuturum Ben ölmeden önceki Hiç bir acıyı unutmam sevgilim Yaşarken seni delicesine sevdiğimi unutmadığım gibi Karanlık bir sevdayım ben Yokluğun gülüşlerime dahil değil İbrahim Dalkılıç 30/07/2014 16:10 izmir |