aykırı
sözün sonunda nokta olmayan bir cümleydi senin şanın
’’söylerken adını ağzım tatlandı’’ başka şeyler biliyorsan hayata dair beni de bilgilendir omuzlarım çöker seni andıkça kelimeler içinde yanar cehennem kanar gözdamarlarım ağlarım ağlarım parmak uçlarımda güzelliği yoklarım. şeytana fırsat vermedim dizlerim kanarken aşkı yaralardan topladım uzak kelimesi seninle anlamlı ’’yokluğunun provasını çocuklarla oynadım’’ yağmur dertli adamların sigaralarını söndürür sevda içimde kendini süründürür sokak lambası kirli olur kedisi nerden konuştum ki şimdi muhalifim,bütün yanlarım seninle derken; sayıp sövdüler ardımdan çiçekleri baharlardan sakladım ’bana yaşamak düşer çarkların gövdesinde’ suyun içinden yağmuru ayıkladım gözlerinle deştim siyahı, gölgesiz kadınlarda buldum günahı onlar yataklarında doğururken atlılardan aldım aykırı sabahı. bak yoruldum sonra senden soruldum çırılçıplak kaldı dudaklarım adını sayıkladım ağzımı tatlandırdım karışmadım,herşeyi uzak tuttum yine beni sen sandılar yanıldılar... önce ateşi, ardından beni dağladılar. yürümedim,durdum bütün çeşitleriyle insanları tanıdım, yoruldum. |