heiran
"insanlar bir zamanlar severdi heiran"
uçsuz bucaksız gözyaşı akmazdı avuçlara kesik yolları vardı yaşamın tutunulurdu, bırakılmazdı nehir kıyılarından akardı sevda oluklara bölünmüş parçalanmış, süzülmüştü. "insanlar bir zamanlar severdi heiran" yürekte hissedilen yaratılıştaki özdü bense anlamış değilim böyle masallardan.. benim gövdem sevmekle yıllanmış vedalaşmalarım bi tuhaf dilim susup kirpikerim sürtüşmelere ayrılmış -oysa ki uzaklar yakından saldırmış- budur çağ ayaklarımın altından akıyor dünya başucu kitaplığımda duruyor "insanlar bir zamanlar severdi heiran" şimdi ben anlatamam ama anlayacaksın karanlık sözcükleri ağzından duyacaksın denedik ayrılık her mevsimde aynı esiyor iştahla saldıran bir rüzgar oluyor şehir ve asık suratlardan okunuyor devir bense susmuş gibiyim gözlerdeki zindan da kalan ben miyim... çarpar yüzüm mezar taşlarına sevemem ,giderim heiran çünkü; "insanlar bir zamanlar severdi heiran".. / koyu siyahlı |