YEDİ MEVSİM
Yedi mevsim,
Yedi iklim kanadı durdu yaram. İlk ölmem değildi, Ama ilk yürek sızımdı acım. Sesine hiç dokunmamıştı nefesim. Ki, nefesin dudaklarımın neminde soluklanıyordu. Kaç acı biriktirdim içimde bilmiyorum. Kaç susuşlarına alfabesiz kaldı dilim. Ve kaç yaramın solan yaprağı oldu yokluğun bilmiyorum. Kuruyan bir çınardı gövdem oysa. Oysa konuşsa yüreğim. Dağların üzerine düşen sisler dağılacaktı. Kırılan sazların bam teli onarılacaktı içimde. Ve demi soğumadan bir bardak çayın, Üşüyen mevsimlere gül olacaktı. Solmadan, dalından koparılmadan. Yedi mevsim, Yedi iklim kanadı durdu yaram. Sanki içimde cam kırıkları var. Öylesine keskin, Öylesine canım’a batan. Geberircesine sevdim seni. Ölürcesine, Ölürcesine özledim. Bazen kurşun gibi tehlikeli oldum kendime. Bazen yasaklandım. Tetiği sen oldun içimdeki kurşunun. Sonra sustum. Geberircesine, Ölürcesine. Bazen yurdundan firar eden bir kuş oluyorum kapında. Bazen müebbet almış bir mahkum. Ve bazen karlı dağların doruklarında açan kardelen. Yaprağıma değen gözlerinde dokunuyorum güneşe. Sonra ölümden beter oluyorum. Alfabenin içindeki üç harf oluyorum. Dilime dolanıyorsun. Boynuna fular takmış bir çocuk gibi, Sonra göğsüme inen bir yumru gibi, Nefesime iniyorsun. Kurşun yarası gibi. Yedi mevsim, Yedi iklim kanadı durdu yaram. İbrahim Dalkılıç 02/07/2014 03:15 ist. |