kör bir suyun yatağına sığmayışı şu gaflet keşkeleri
...
bırak uyusun sağır bir zamana kapanmışsa gözlerim acımı duyumsayacak kadar adamım şimdi telgraf içine saklanmış kısacık bir hece gelir senin uzun anlatımlı saçlarından
ağır başlı yüreğimin çocuk söylemine karışır bir dağınık vakti
başımı dayadığım kurşuni yalnızlığın o çok kalabalık acılarına özendim kimliğini kaybetmiş ve hep tersine akan bir ırmağın tesadüf bu ya rüzgarla hep aynı yerde karşılaşması gibi dönüp dönüp seni sevmeye yeniden başlıyorum
...
daha demin pencereden gördüm bir tek düş toplamamış çingenenin el arabasının ortasındaki bebeğin gözlerindeki ışığı ışığın arkasına yaslanmış o büyümemiş kirlilik en fazla bebeğin ağzına dayadığı biberonun içinden gelendir baksana yeni yeni idrak ettiğim haliyle paylaşıyorum hayatın resmini seninle üstü başı küskünlük açan insancıkların barışmaya meyil vermediği bir ortak sus yalnızlığı paçavra aldanışları bir bir asıp güneşin gölgesine hesaplayamadığım sıcak bir hayat benimki
bırak daralsın düşlerim onca büyük coğrafyasına topu topu düşen bir santimlik kayıp kayıpların ardından ağlaşan anaların ellerindeki fotoğraflara takılınca aklım gözlerimden isyanın firar etmesi bir oluyor yapabilirsen her günaydına bir acı süren zamanı tarif et bana olmasa yitirilmiş bir öyküyü deşifre ederim gökyüzüne gökyüzü afişleriyle zamanı değiştirir bir umut vakti
boşluğuma yediğim o güzelim pişmanlıklarım doğru dürüst bir anlam kazandıramadı duruşuma illede kavga illede yasadışı bir aşk şimdi gecenin ipini çektiğim denizle yakamozun sarıldığı vakitte nemin tenime verdiği kanamayla iki dudak aramdan gri bir sen salıyorum gözümün çukurları kokundan gelen serinlikle doluyor karanlığın göz yanılmalı şekliyle ağacın gölgesine dayandığına yemin edebilirim ve dallarının arasından yıldızlar geçiyor
yazdığım son kelimenin sonuna gelen noktanın hem görünmeyecek kadar küçük hemde anlamıyla büyük oluşu gibi hayat boş bir kağıda karaladığım zihnim hiç hesapsız akıyor harflerin damarına pek ayak uyduramadığım virgüller yaşamımın duraksadığım yerlerini hatırlatıyor dokunma olduğu gibi çelimsiz kalsın cümlelerim sen dilinin ucuna getirdiğin ve orada büyüttüğün konuşmayla düş sessizliğime bir masalın orantısız saçmalığıyla gerçek hayatın sözüm ona doğrularını kelime kelime ifşa et bildiğim dışarıda kaskatı kurumuş hava sokakların arasına karışmış anlatım bozukluğu yorgunluklar sen sesine bir sabah giydir ve gecenin bitiminde doğur onu dudaklarının arasından
...
korkuluk düşlediğim kargaların tahribatında uçurumları olanaksız bir sıkıntıyla uğurluyorum martıların ağlayışı gözlerime doluştu arka pencerede uçuşan perdenin aralığı rüzgar bırak sen olduğu gibi dağılsın sancılarım ...!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
DÜŞÜK YAPMIŞ ACI şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DÜŞÜK YAPMIŞ ACI şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ben bu koca yüreğin içinde yufkalıkta olduğunu biliyordum.duygusu yogun olanın yüreği be yufka olur Bülent can. O gözü yaşlı çilekeş güzel anaları bir tek senin tema yapman bunun ispatı. Harika bir eylem başlattı benim yurdum kadını. Onların inşallah tarihte yazacak adımı. Hiç bir ananın yanmasın yüreği burnunda tütmesin yavrusunun kokusu.yüreğine sağlık adın gibi aşılansın sen hoşça kal.hayırlı ramazanlar dilerim sana
bırak daralsın düşlerim onca büyük coğrafyasına topu topu düşen bir santimlik kayıp kayıpların ardından ağlaşan anaların ellerindeki fotoğraflara takılınca aklım gözlerimden isyanın firar etmesi bir oluyor yapabilirsen her günaydına bir acı süren zamanı tarif et bana olmasa yitirilmiş bir öyküyü deşifre ederim gökyüzüne gökyüzü afişleriyle zamanı değiştirir bir umut vakti
Her Şiirin okunmaya değer ve çok güzel bülocan kutluyorum..