yaz babam
yaz babam;
ednaya ,aya ve güneşe; dönene ,gizlenene ve batıp gidene. burası koğuştur lakin ne deliler ne hastalar ne de mahpuslar yatar. burası gurbet çukurlarından bir köşedir; burada haya eder çıplak duvarlar , susar... azap çeşmesi buradadır ağırdan akar... yaz babam; sabah erkenden uyanır işçiler demirden dişler ,alevden gülüşler savrulur ağızlardan küfürler ; öfke kusar, kin kusar, kan kusar... yaz babam; gün uzar... çile uzar... ömür uzar... gölgeler içinde bir ülkedir akşam; ışıklar yakar, göz kırpar, yürek burkar... |