hep ayrılıklar
Uyu da, büyüsün sevdam…
Ben birkaç cümle daha ölüp, geliyorum ardından Gökyüzünden birkaç renk daha siliyorum Eşyalar sağalıyor, ellerimde bir urgan Hangi dile yönelsem, duaya dönüyorsun Sen misin sokağımda başını taşlara vuran? Kuşaklar değişiyor gün geceyle eğleştikçe Gülüşün yerleşiyor burnumun ucuna, sızlıyor Kavuşmak için ayrıldığımız bir şiir vardı hani, Tam onu yazacağım, geceye güneş düşüyor Daha sana ağlamadığım kaç gezegen var oysa Hangi düş hırsızıdır yıldızlara tekme vuran? Az kaldı çocukların uçurtma mevsimine Cinnet geçiren kaç kâbus var duvarlarımda bir bilsen Bana bir şair bul, bir nefes etsin batıl inançlarıma Başıma çaputlar bağlıyorum, almıyor ağrısını, gelsen Dünden kalma üç beş cümle ölürdüm sana Sesin mi kulaklarımda efil efil çağlayan? Günler günleri alıp götürürken uyanık kalmalıyım Dakikalar yarım kalan günü tamamlamaya koşarken Torunlar ayrılıkların yazısını okuyacak alnımdan Ben bütün dâhili yaralarıma seni sürerken Büyü de, huzurunla uyusun sevdam Ben birkaç cümle daha öleyim, geliyorum ardından… |