Kalem'in idamı
Tırsak bedenime vurulan darbeler
münzevi bir hayat seçim berbat İçimden koparılmış şiirler korkak dağ yamaçlarındaki bakışlar gibi yetim bebeğin süzülmemiş saflığında bilinmezliklerin bilinen pisliğini yutkunur Seyir defterindeki anlamsız duraklamalar daha kalabalıklar oluşmamışken çıplaklık icat değil lutuf/tu oynaşmanın günah olmadığı zamana ait Barut kokuları yayılmamışken Haşhaşi’ler zamanı baş dönmeleri gibi lütüfkar hediyesi huri’ler ki her birini sev hoyratça deniz taşları toplanmamışken bilinen ilk cinayetin zanlı’sıyız kıyılara uzanan Dalgaların kayalardaki çığlıkları haykırışların ritimsel zenginliği belki de Apollo nun öfkesini çeken kavalın ezgisinde’ki ilk notaydı İşkenceyi sanata bağlayan Egzotizm piskopatlığın en gerçekçi durumuydu tanrı’sal Kırmızı/nın tual’leri süslemeden önceki ilk hali İlk cinayet’te ki akışkanlığına mest olmuş bilinmiyen ilk ressamın buluşuydu Ve ilk idam edilen şairin son sözüydü Kıyamet başladı..! |