Söyleşmek
öyle geliyor ki
oda bu gece kalabalık bana kalırsa uyku üçgen bir sandalyedir kitap ve kaval ve karnaval ve kimin içinse bu berbat dua gölgeli yastıklar ayak uçlarımda sancı evren adına biraz yalnızlık istiyorum kötürüm bahçelerde kızarmış yapraklarla konuşmak kendi kendime söyleşmek istiyorum arkadaki ışığın yalancı kasveti uzun ve bunak sakalları değdikçe dizime korku tükendiği dilekte kuyu çağıran sesiyle çınlıyor ağzı azalmak aniden güneşe doğru uçları alev almış odundan ve ruhunun yarasına değen algı bozukluğu kendini saklıyormuş gibi koyulaşan o mavi ben değilim acımasız ve yasta uzuyor burnu korkunuzun deliklerinden ciğere doğru basit bir denemedir yaşam hayır kandırıp kendini nefesini tutman yeterli değil çocuk olsan da bir gün sende giyeceksin gelinliğini tavanları çekin çekilsin artık buraya kadar çokluk ve teklik arasında ki mesafe erimeyi hızlandıracak toprak gürültüsü ve ıslaklığın soluk aldığı dirilme çabama izin verin lütfen ölmeliyim. |
mi desem
Ya da bir şey demeden şiirin büyüsünde akıp gitsem mi
Tebrikler yine yeniden güzeldi lutlarım