ÖLÜM GİBİ
Bir akşam üstü bana yoruldum dedi
Oysa ben ölümün eşiğindeydim Bilmiyordu belki onu ne kadar çok sevdiğimi Farkında değildi sanırım onun için öldüğümün Bir akşam üstü kısacık bir ömür gibiydi Kısacık bir söylem gibiydi Bir kelimeye sığdırdı Yoruldum anlıyor musun? Ben anlıyorum yorulduğunu da Benim öldüğümü anlıyor musun? Diyemedim Sözcükler boğazıma düğümlendi birden Ölüm Kısacık bir akşam üstü gibi Neyi söylesem ters anlıyordu Neyi anlatmaya çalışsam Anlattıklarımın dışında kalıyordu Tersine kapanan bir kapı gibi İçe açılan bir pencere gibi O beni her ters anladığın da Bir tüfek fişeğiyle vurulmuş gibi oluyordum Bir intiharı meşru kılıyordu göğsümdeki acılar İçimdeki yaralar bir volkan gibi yanıyordu Oysa konuşmaya değer ne çok şey vardı Yoruldum kelimesiyle bitirmeseydi Solan yüzümü bir nehre saldım Yıkanıp kendine gelsin diye Ellerimi bir uçurtmanın ipine doladım Gökyüzünü özgürce dolaşsın diye Dudaklarımı yağmurların alnına sürdüm Kuruyup çatlamasınlar diye Bir vapura bindim Martılara simit attım Kısacık bir akşam üstü Üşüdüm, hemde çok üşüdüm Ne çok üşüdüm Martıları sevindirmek için Kalabalık bir sokağa daldım Elimde simitten kalma çöp poşeti Kaldırımlarda ayak sesleri Ne çok yankılanıyor Kısacık bir akşam üstü Ölüm gibi. İbrahim DALKILIÇ 08/05/2014 03:10 izmir |