nefesküçük küçük ayıklanmış aşkları bir bahar ezgisinde yeşile boyasana sevgili üzüm bağlarının tozlu dar yollarında üşümeye acıkmış bir sabahı kurup hayata yeşillere boyalı aşkları üzüm dallarına tak sonra karşı dağın duvarlarına yazılmış ağaçların arasından bağıra çağıra gecikmiş bir bebek gibi gelen ırmakları hatırlat özleme bağdaş kurduğum gecenin kucağına acılı bir ninniyle sağ yıldızların ışıklarını el ayak çekilir yalnızlık uyanır gözlerine kaçan gitmelerle sen yinede ağrıyan yanıma yasla karanfil çiçeklerini ve daldığım düşün üzerine bir parça sen ört sevgili ardıma sığınmış denizin dalgalarını kirpiklerinin sularıyla karıştır biraz kış biraz bahar ve çokça güz ağla bana ıslanırken üç mevsim ben yazın serin geceleriyle dalayım rüzgar taktığın saçlarına aklın alamadığı bir masalın hiç anlatılmamış yerinde öğret bana gerçeği bir devin nasıl yalnız kalışını ve konuşan hayvanların dilinden anlat hayatı sevgili ... bir caddenin kaldırımlarını adımlarken ömrüm yanından geçtiğim camekanda görün bazen kafamı çevirdiğim her kutsallık sen ol mesela çocukların seslerinde duymalıyım seni vapurun çığlığından bir tutam sen gelmelisin kulaklarıma tezgahlarda dokuma yapan kızların gülüşlerinde açmalısın işçilerin yorgunluğunda sevmelisin beni acının yoğun beslendiği şu hayatın tanıdık yüzleriyle bakmalısın bana ve bir zaman ayracı gibi sanık yaşamımdan özgür hayallerimi ayırmalısın sevgili... |