ELVEDA OĞLUM
Elveda oğlum;
Var git yolun açık olsun, Cennet mekânın, ruhun şad olsun… İşte meçhul bir yola gidiyorsun Yolun nurlarla dolsun… Beni gözü yaşlı bırakıp Ardına bile bakmadan Şu perişan halimi sormadan Titreyen ellerimi tutmadan Peki, öyle olsun… Sen git oğlum, ben toprağına yüz sürüp, Bağrıma kara taş basıp, Ağlarım kimseden utanmadan… Oysa babalar utanır, ağlamazdı Et tırnaktan ayrılmaz, Ciğer candan kopmazdı değil mi oğlum? Ayrıldı işte et tırnaktan Koptu ciğer candan Böyle reva görmüşse yaradan Elden bir şey gelir mi oğlum? Artık kara toprak seni bağrına basacak Benimse yanası gönlümü Kör olası gözümü Geriye kalan kahrolası ömrümü Bir pişmanlık bulutu kaplayacak… Ama şunu bil ki; senin yokluğunda Paslanmış ciğerimin, Bir atımlık ömrü kalmış yüreğimin, Asi dilimin feryadı susmayacak. Sen hiç merak etme, Gözün arkada kalmasın Baban seni fazla yalnız bırakmayacak oğlum… Ey gözü doymayan, kahrolası kara toprak İstediğin oldu işte… Artık Ali’m senindir Üzmeyesin sakın kınalı kuzumu Bir dediğini iki etmeyesin İncitmeyesin sakın, çok narindir Unutma ki; İhanet edersen, iki elim yakanda değil gözündedir Ben gelene kadar, oğlum sana emanetimdir… Sevgili şiir dostlarım, bugün rahmetli kardeşimizi toprağa veriyoruz. Ben de iki şiirimle, acılı bir babanın dramını anlatmaya ve elimin yettiği dilimin döndüğünce, bu acıyı dizelerde paylaşmaya çalıştım. Elimden daha fazlası gelmediği için üzgünüm. Lütfen bu kardeşimizden dualarınızı eksik etmeyiniz… Mekânın cennet, ruhun şad olsun Ali… UNUTULMAYACAKSIN KARDEŞİM |