BAYIM
Islak sokakların, çıkmaz ayrılıklarıyla
Kukla oynatıldığı bir geceden geliyorum. Umuma açık terk edişlerin pekiştiği Politik sevda naralarının yankılandığı Soğuk kaldırımların karanlığından peyda Feryat figan, ıkınma seslerini duyuyor musunuz? İnsanların yüzünde ki orospu kedere bakın! Meme uçlarından tutunmuşlar sevda denen buluta, Her birinin bacak arasında atıyor kalbi. Bu kentin merkezi lağım çukuru Ottan boktan sevda işinde koşuşturup duruyor insanlar. Her birine, çarpa çarpa susuyorum, Bir köşe başında dinlendiriyorum soluğumu, Hey bayım! Evet, evet siz bayım! Tanıyorum sizi Başınızda ki şapka, Elinizde ki şemsiye, Yüreğinizde ki seviyorum Sizi saygın kılmaz bayım. Umut taciri, inanç yoksunu, acı peydahlayıcısı siz değil misiniz? Kente giriş anahtarı değil mi sol yanınıza astığınız Her kadın size gece düşermiş Hepsinin rengi sizin için siyahmış doğru mu? Gözlerinde ki feri çalıp, bir başka masala umut diye dağıtıyor, Adınıza kahraman diyormuşsunuz öyle mi? Siz bir masalsanız, buna çocuklardan başka kim inanır bayım? Manşetlerine taşıyormuş o kadınlar sizi, Okudum, hepsini okudum bayım. Birine kahraman olurken, Diğerine acı doğurtmuşsunuz. Melon şapkanızdan hep, acımı çıkarıyorsunuz? Nasıl bir illüzyonistsiniz bayım? O kadınlara ‘bir ömür yanındayım’ derken; Kelebekten mi bahsediyorsunuz? Şarap diye kanlarını içerken, Kansızlıktan mı ölüyorsunuz bayım? Çok zor! Bu kente tutunup aşk karına şiirler kusmak çok zor, Ben geçerken uğradım, yolumu şaşırdım düştüm. Elimi sallasam puşta çarpıyor, Yanlışlıkla size çarptım bayım Yanlışlıkla size çarptım... 31.01.2012 Salı Suna Gülsoy |
Kukla oynatıldığı bir geceden geliyorum...SENİ OKUMAK İÇİN...YAZ DA OKUYAK...