3
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2064
Okunma

Islak sokakların, çıkmaz ayrılıklarıyla
Kukla oynatıldığı bir geceden geliyorum.
Umuma açık terk edişlerin pekiştiği
Politik sevda naralarının yankılandığı
Soğuk kaldırımların karanlığından peyda
Feryat figan, ıkınma seslerini duyuyor musunuz?
İnsanların yüzünde ki orospu kedere bakın!
Meme uçlarından tutunmuşlar sevda denen buluta,
Her birinin bacak arasında atıyor kalbi.
Bu kentin merkezi lağım çukuru
Ottan boktan sevda işinde koşuşturup duruyor insanlar.
Her birine, çarpa çarpa susuyorum,
Bir köşe başında dinlendiriyorum soluğumu,
Hey bayım!
Evet, evet siz bayım!
Tanıyorum sizi
Başınızda ki şapka,
Elinizde ki şemsiye,
Yüreğinizde ki seviyorum
Sizi saygın kılmaz bayım.
Umut taciri, inanç yoksunu, acı peydahlayıcısı siz değil misiniz?
Kente giriş anahtarı değil mi sol yanınıza astığınız
Her kadın size gece düşermiş
Hepsinin rengi sizin için siyahmış doğru mu?
Gözlerinde ki feri çalıp, bir başka masala umut diye dağıtıyor,
Adınıza kahraman diyormuşsunuz öyle mi?
Siz bir masalsanız, buna çocuklardan başka kim inanır bayım?
Manşetlerine taşıyormuş o kadınlar sizi,
Okudum, hepsini okudum bayım.
Birine kahraman olurken,
Diğerine acı doğurtmuşsunuz.
Melon şapkanızdan hep, acımı çıkarıyorsunuz?
Nasıl bir illüzyonistsiniz bayım?
O kadınlara ‘bir ömür yanındayım’ derken;
Kelebekten mi bahsediyorsunuz?
Şarap diye kanlarını içerken,
Kansızlıktan mı ölüyorsunuz bayım?
Çok zor!
Bu kente tutunup aşk karına şiirler kusmak çok zor,
Ben geçerken uğradım, yolumu şaşırdım düştüm.
Elimi sallasam puşta çarpıyor,
Yanlışlıkla size çarptım bayım
Yanlışlıkla size çarptım...
31.01.2012 Salı
Suna Gülsoy
5.0
100% (8)