KIRLANGIÇ ÇIĞLIĞI
Ey benim sevdası bencil, yüreği alçak sevdiğim!
Güneşimi indirdin gözlerine? Nicedir karanlıktayım gülümsediğini görmedim… Haftalardır güneşe yaslamadım yüzümü Saçlarımı taramadım Telefonları açmadım Günlerden ne bilmiyorum Kaçak sigara çekiyor Avuçlarıma ağıt yakıyorum Ara sıra ya kanepede yahut masa üstüne dayanmış buluyorum başımı Ne zaman yatağıma uzansam sıçrayarak uyanıyorum Sonra bir kırlangıç çığlığı taa şuramda Yorganı başıma çekerek hıçkırıklara sarılıyorum istemsiz Kalıyorum ellerim yastığıma kenetlenmiş Hani kemikleri olsa kıracakmış gibi Öyle yalnızlıklara ittin ki beni, kendime bile tutunamıyorum. Hatırla! Sana vaat ettiğim tek şey gözlerimden taşan sevdamdı Unutmam! Gözlerimi en çok yakan yine o sevdaydı Usturayı suyla bileyleyip, sıyırıp atmak gerek bu yarıda kalmışlığı İçinde bir yerlerde ’umut’ diye inleyen sesin boğazını kesmek gerek Şah damarından vurmak gerek bekleyişleri ve tüm gelmeyişlerin geçmişini… Canı çıktı bekleyişlerimin. Avuçlarım yırtık. İçimde ki her şiirin boynu kırık. Bir salâdır bana özlemin. Öldüm say artık! Suna GÜLSOY Satırlarıma ses olan Sinan Şeker’e teşekkürle... |
çok sevdim