her yoldan geçen cehennem
it sürüsü gibi dolaşır
en işlek kadın rahminde. defalarca zorlanmış elastik zar arkası kükreyen çılgın bir şey taşan nehirdeki saklı hazine bazen bir erkeğin en ilkel uzvu her yoldan geçen cehennem terk edilmiş kıtaları tasma ucunda takıp sürükler medeniyetin babaları. kolları arkadan kelepçeli baş eğdirilmiş gençliği gaza boğar her yoldan geçen cehennem üç beş nöbeti değil demokrasinin yüzyıl nöbet değişimi partizan olmadan demokrasiden bahsetmeyen lacivert takım elbiseli ilkel adam kürsüde yaşlanırken seyreder her şeyi her yoldan geçen cehennem beton kağıttır katlanmayan ve buruşmayan her şehir de bir kitap… düşünce suçu işlememek için sakın düşünme, diyecek sana çünkü düşüncesiz ifade özgürlüğünü çok sever her yoldan geçen cehennem… |