Gerçeğin Arkasına Gizlenemez Gerçek
Gök kubbeyi kırdın, öfkeni üzerime döktün
Yetmedi ıslattın, hayalllerimi silip attın. Sokaklar diz boyu çamurdu Zor taşıyordu koca bedeni bu çelimsiz ayaklar Yükümü ikiye katladın be yağmur!.. Ne yaptım ki ben sana? Kersende hamur, yoğur ha yoğur Her rüyada premature bir can doğur Karanlıklar güneşe sağır Hiçbir işe yaramıyor haykırışlar Bağır da bağır... Kendi kendime hayatı didikliyorum be yağmur… Yüreğimi mesken tutmuştu kapkara bir bulut Yağmaya zorluyordu gözlerimi sükut Birazdan sönecekti dudağımdaki u mut Boşluğu ateşlemeseydi eğer gökteki kudret Bir başka zamana kalacaktı vuslat!.. Ben kendi halimde, kimseye yok zararım Düşlerime yaslanmışım özümün dünyasında Biri diğerinden daha sağır noktasız bir sevdayla Boz bulanık sularda yaprak gezdiriyorum Evrim mağduru çiçekler besliyorum pencere pervazlarında Kırmızısında aşınmış bir avuç toprakta Aşk ne zaman can bulacak diye Günlerdir sabırla bekliyorum Ve aşk için yola çıkmış herkese Gece-gündüz dualar ediyorum Sen ise ezgiye uzanan tutsak ellerinde Aralıksız nefret büyütüyorsun Yağmurunla beni ıslatıyorsun…Neden? Gerçek değil misin yoksa sen? Yaklaş biraz, yeryüzüne ilk kez iniyormuşcasına Önce bana, sonra aynadaki sana bak Ve sonra yüzündeki maskeyi çıkar usulca, yanıma koy Biliyorum ki, gerçeğin arkasına gizlenemez gerçek Aklımın gizli şuası doğru sinyal gönderiyorsa eğer!.. Rukiye Çelik Ankara/20 Nisan 2014 |