BÖYLE KADINSIZ VE AŞKSIZ...
Ömrümün en ıssız yerlerinde ve tuhaflıklarımın izdüşümünde
hep bir kadına ait olmak ve hep bir kadına akmak arzusuyla... * /Ah, benim ateşe kelepçelenmiş ömrüm her gelen usturasını biledi yüreğimde en masum halleriyle.../ I Yaşamaktan hep vazgeçtiğimiz yıllarda içimize çektiğimiz alıngan ve ihanete dayanıksız şiirlerimiz... buruk sızısında hayatın hiç yeşermezdi düşlerimiz insanın terk etmeyi keşfetmediği zamanlarda kabuklarından soyunurdu yaralar- böyle kadınsız ve aşksız... II ’Fast food’ aşklarda, aslını arayan bir kadın sevmeli Filistinli bir çocuk gibi uzun uzun gökyüzüne bakmalı baktıkça çoğalmalı, şarkılara sığmayan hüzzam yalnızlığımız.. Hayatın biraz evvelinde ve aşkın sonrasızlığında acılarını şiirleriyle avutan bir kadın sevmeli bir yanı ayrılık, bir yanı efkarlanmışken, çaresiz susmalarda.. / Bir kadını uçurum gibi sevmeli, dehşete kapılıp saçlarından tutunmalı!../ Çatlak bir hayattan sızmış bir kadın sevmeli gözleri kıyametim, yüzü cehennemim olmalı unutabilmenin mümkünsüzlüğüyle yasak sevişmeli... bazen ölüm kılığında gelmeli ve faili kadın bir cinayet olmalıyım... tenimde suçlu parmak izleri kalmalı... Bir kadını uçurum gibi sevmeli, dehşete kapılıp saçlarından tutunmalı! III ’fast food’ aşklarda, aslını arayan bir kadın sevmeli Filistinli bir çocuk gibi, uzun uzun gökyüzüne bakmalı baktıkça çoğalmalı, şarkılara sığmayan hüzzam yalnızlığımız!.. - Birdal Erdoğmuş - |