Yağmurla Gelişini
sen olsaydın bir şeyler söylerdim
sonra sen kimsin bilmem düşlerimde beni dinleyen gelecek gelmeyecek diye uzayan yakınlığım yağmurun karamsarlığına saklanıp beni dinleyen sen kimsin kiminsin bilmem yanlış kurulmuş şehirler onların gökleri mavileri bulutları ve kederleri ile bir şiir gibi katlayıp cebime sakladığım kalabalıklarda binlerce gözün yaktığı sokakların ışıltısı ve çabuk silinen dalgınlığımın takipçisi ıslak kaldırım taşlarına değen sen kimsin kiminsin bilmem kendimle konuşmuşluğum cevap vermezdin dinlerdin beni dinlerdin kımıltısız perdeler ses geçirmez geceler gizli kalmış mesafelerde çiçekleriyle dertleşen eski güzelliğini fısıldayan aynaya sarılırken uyumuş o sandalye o masa ve onun boşluğunda tüten anılarımızın kalmadığını görmek gibi beklediğim kapılarım olurdu ve onun duvarlarla kardeşliğini üflediğim gün dalgın bir kaç resimle düşündüğümüzü söyleyemezdik camlara sen kimsin kiminsin bilmem kimseye görünmeden parmaklarıma değişini seyrederdim ve yağmurla gelişini pencerelerden. |
kiminsin bilmem
kimseye görünmeden
parmaklarıma değişini seyrederdim
ve yağmurla gelişini pencerelerden
Kutlarım kalemi tebrikler