UYKULARIMA DÜŞÜYORSUN
Herkesin uyuduğu saatlerde
Uykularıma düşüyorsun Bir intihar şarkısı gibi Bir bardak kaçak çay gibi Ve bir kaçak tütün gibi Rüzgarlı bir akşam Sabahçı kahvehanesinde Bir masa ile bir sandelye arasında İçinde azıcık yağmur olan gözlerinin Kirpiklerine değdiği bir an Uykularıma düşüyorsun Ak sakallı kimsesiz bir adamın Yırtık bir ceketin içinde üşümesi gibi Göğün kaldırımların üzerine düşen siyah gölgesi gibi Nasırlı ellerin su toplaması gibi Ateşin üzerine bir kova su döker gibi Ölümün yaşamı terketmesi gibi Ve kuruyan bir yaprağın ağacı terketmesi gibi Herkesin uyuduğu saatlerde Uykularıma düşüyorsun Göğsü ağaran bir nehrin susması gibi Diclenin fıratı özlemesi gibi Fıratın dicleye koşması gibi Güneş göğü adımlarken Gün batımı kızaran dağlara yaslarken sırtını Denize düşen yakamozu kucaklarken deniz kızı Ve kuşlar yurdunu terkederken Uykularıma düşüyorsun Bir türkü dilime dolanmaya dursun İçimden kurşunlanırım sanki Sanki namluyu göğsüme dayamışlar gibi Bir avcının ceylanı avlaması gibi Dumanı yeni sönmüş bir sobanın Kış gibi bir odayı ısıtması gibi Çığlıklanan ölülerin mezar taşı gibi Herkesin uyuduğu saatlerde Uykularıma düşüyorsun İbrahim DALKILIÇ 20/03/2014 04:00 |
ay
tilkilere göz kırpar
hadi gidelim diye
tebriklerimle şair