biz anlayamayız bu şehri sevgili sen bu şehrin gökyüzü kadar sev beni..
ayaz türküleri ıssız gecelerde söyle bana yolun sonu ışık olsun her notasında vursun cama şimşekler kimsesizliğim doysun..
iklimlerimi ısıt ellerinle mesela baharlarla ört sabahların üstünü pus kalmasın geceden kalma şehirde ısıtsın odamı nefes alıp verişin terlesin avuçlarım ellerinde..
ve otur dibime saç tellerimi say bir bir bulduğunu on bin katı ile çarp ve sev beni o kadar..
düşen yaprakları yakama iliştir can bulsun bir mevsim daha gölgenle ki sokaklar ıslak kalsın bırak belki boğazı kurumuştur sevmelerin belki su dökülmüştür ardından gidenlerin..
binlerce kez sev beni yüzlerce kez öp onlarca şarkı söyle tüketme.. mesela iki ömür sev beni bir kere bile gitme..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bir kere bile gitme.. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
bir kere bile gitme.. şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
kandırıyordu kendini, kekeme ANılarını çarparak yüzüne el ayak duvar ve ayna el yordamıyla yürürken içine rüya ve ayetler boyunca üfledi bir elma gibi kokarken parmak uçları
ki ne naftalindi bahsi geçen ne İstanbul ne de iyot
dokunuşları….
bunun anlamı ne?
bunun, tarih kitaplarında yeri yok kuşatılmamış bir yer yok artık…
ki biz kendi sığınaklarımızda kaçmanın vahim hallerindeyiz..
bu yüzden öğreniyorum. öpmediğim avuç içlerinden el yazmalarını yeniden…
bir işaret koy buraya!
ensenden sırtına doğru AK-Ar-ken yağmur….
çek korkularını ciğerlerine kısarak gözlerini beni unut! çocukluğunu asla…
sıcak yüreğinden akan bu duygu yüklü dizeleri n beni benden koparıp başka topraga serpiştirıyor beğeni ile okudum harika buldum ilhamın bol olsun kutlarım dostça
masallar anlat bana daha önce hiç anlatılmamış masallar sesinn kulaklarımda dansetsin akşam vakitlerinin sarhoşluğunda aklım uçuşsun bir günlük ömrü kalmış kelebek gibi aklının kıyısında..
kandırıyordu kendini,
kekeme ANılarını çarparak yüzüne
el ayak
duvar ve ayna
el yordamıyla yürürken içine
rüya ve ayetler boyunca üfledi
bir elma gibi kokarken parmak uçları
ki ne naftalindi bahsi geçen
ne İstanbul
ne de iyot
dokunuşları….
bunun anlamı ne?
bunun,
tarih kitaplarında yeri yok
kuşatılmamış bir yer yok artık…
ki biz
kendi sığınaklarımızda
kaçmanın vahim hallerindeyiz..
bu yüzden öğreniyorum.
öpmediğim avuç içlerinden
el yazmalarını yeniden…
bir işaret koy buraya!
ensenden sırtına doğru
AK-Ar-ken yağmur….
çek korkularını ciğerlerine
kısarak gözlerini
beni unut!
çocukluğunu asla…
(...)
çokça sevgimle..