Acının Tarihi
Kalem kırıldı
Yürek yen içinde kaldı... Artık yokluğunda makyajı akmış fahişe gibi değersiz hayat! Tek sığınağı toprak olan bir bedenin notları... I. Karıncanın ayak izlerinden daha sessiz çölleşirken kelimelerim Yalınayak bir rüzgâr kelepçeliyor, dua narkozlarında açılan ellerimi Siyah bir pazar gecesi, bir iç çekişlik nefesim varken yırtmacına Dünya’nın Küflenmiş nikotin kokusu gibi oluyor,düşlerle kefenlenmiş ruhun azabı En sevdiğim hücrelerime kadar doluyor korku dolu nazarlar II Azrail’in ihanetine kapıyorum gözlerimi Ölülerin sustuğu bir mahşer düşlüyorum yalnızlığıma Masallardan bile mutlu sonların silindiği Başlangıcı bilinmeyen aşk öykülerinde arıyorum huzuru Nefes almayı unutuyorum! III Acıyı ve hüznü gözlerine satan tarihimin Etten ibaret benliğinde ruhsuz savuruyorum feryadımı Kalbin ücra köşelerinde gizlediğim ikincil çoğul kişiliğimde Sözlerinden kalan bütün yaralarım kanıyor Başını dik tut heyhat! IV. Cümlelerimin dilsizliğinde gözlerime dokununca kalem Geceye dudaklarımdan düşen umut iniltileri Yüreğimi dilimlediğim sevdanın avlusunda yorgunlar Hoyrat kullanılan zamanın kursağında kalmış bakir ağıtlarım Sisli gecelerin rutubetli mahpusunda ahraz! V. Pimi çekilmiş gökyüzünün matem kokan cesedinde Saçlarına düşürdüğüm bir yıldızın kanıyla tutunuyorum umuda Cebimde duran kefenime sinmiş sen kokulu intiharın gölgesinde Nadasa bıraktığın dudaklarımdan düşüyor geceye inanç Bir çığlığa dönüyor susuşlarım! VI. Bir birini tamamlayamayan iki hayat gibiydik Senin gözlerin ve benim kirpiklerim Sen Dünya’na daha çok ben bulabilirsin Ama ben dünyasına sığınamayacağım senden sonra Acının tarihinin... Kan ve kaleme and olsun ki Yüzüne bakmayacağım ihtiyar küre Sesimi duyma... |
Senin gözlerin ve benim kirpiklerim
Sen Dünya’na daha çok ben bulabilirsin
Ama ben dünyasına sığınamayacağım senden sonra"
şimdi biraz müsade
-ağlayacağım-
dilerim günde görürüm zira çok okunmalı
tebrik, teşekkür
saygımla