Ç/Oğulca
Tütsülenmiş bir hayatın
İs kokulu sokaklarında eksik olmaz hüzün... ... Gökte maviyle perdelenmiş sonsuz karanlık Yerde binlerce yıllık acı Üstünde adım adım Altında kıvrım kıvrım Her merhalesinde diş diş, pençe pençe Toprağın genlerine gömülü… Gün batarken bitmez oysa Siyah ve beyazın dansı başlar Sonrası, ustura ayazı Kimi zaman zifir karası Kimi zaman tonlarca gri/ ay ışığında… Rüzgar, dokununca ruhumun bam teline Dipsiz bir kuyunun/ taş duvarlarında yankılanır çığlığım. Yırtılır karanlığın karnı Taşar zehir zemberek. Hüzün, ince ince kanar umuda Umut kandırır hüznü Yine, duman alır dağları, Bağlanır yollar oy… Bir zeytin ağacının duldasına gömülür/ birkaç damla göz yaşı Ne ölüm, ne ayrılıktır can yakan İnsanlık kadar eski bir acının uğultusudur Dolaşan, Bize ulaşan Toprağın genlerine gömülü… Erol URAZ 04.03.2014 Eskişehir |
Buruk ve düşündürücüydü...