Hüzün Döngüsü...Önce hüzün bir kirpiğin ucuna konuverdiBir bulut oldu akılda hüzün... Sevmeyi unutmuş yüreğin pupa yelken Kendisine açılmasına seyreden Tüm isteğini yerine getirmek istedi Hüzün... Önce damarlarda seyahat etti Bir tuza bulandı damarlar Ne geçtiğini bilmeden İzin verdiler devam etmesine Sonra... Sonra göz pınarına konuverdi ufacık... Utandı dışarıyı görmekten... Düşmekten korktu, tutunuverdi bir kirpiğe Kirpik üstünden atmak istedi Bir yabancıyı kaldıramadı, kaldıramadı... Ne kadarlık ki gücü?... Birden... .......... Birden Duraksayıverdi... Kirpik hüznün kelimelerini dinledi... Dinledi... Dinleyiverdi... Ufacık bir damlada neler saklıydı ki?... Kelimeleri cümle, cümleler öykü dokurken Kirpik nasıl bırakabilirdi ki?... ............... Hüznün öyküsünü kıskanıverdi kirpik... Dinledikçe çoğalıyordu, çoğalıyordu dinledikçe... Dayanamadı... Tüm kardeşlerine götürdü hüznü... Ve tüm kirpikler hüzün doluverdi... ........... Hüznün öyküsü bitince Kirpikler aklandı, yaşlandı... Teker teker bırakıldı hüzün... Hüzün bırakılıverdi yumuşacık deriye... Birleşti yere düşüverdi hüzün... Ağlayıverdi... Damla hali damlalarına boğuluverdi... Birden.... ................................. Bir sıcaklık okşadı derinden hüznü... Kendinden eksildi... Eksildi, eksildi, havanın kokusu ne hoştu Islak bir parfüm gül kokusuna karışmış... Karışmış hava bir parfüme, gül kokusuna Ve hüzün eksildi, eksildiği toplandı, toplandıkça buhar oldu havada Ve bir yükseliş kaldı akılda... Yükselişi kaldı akılda... Bulut oluverdi hüzün Ve geldi yine düşüncesine konuverdi insanın... Yine damla oldu, başladı dönemeç seremonisine Hüzün... Damla oldu... Kendini bilircesine... ....................................... Önce hüzün bir kirpiğin ucuna konuverdiE F T E L Y A... (Akdenizi cebinde taşıyan kız... ) |